Horlama – Horlama ve Uyku Apnesi | agizsorunlari.com

Ağız ve burun arkasındaki hava yolunda darlık olduğunda ortaya çıkan gürültü biçimindeki sese horlama denir.

  • Horlama ve Uyku ApnesiUyku Apnesi Hastalığı Nedir?

Obstrüktif uyku apnesi, uyku sırasında solunumun bir süre için durması ve bu sırada vücudun solunum için aşırı çaba göstermesidir (Uykuda Tıkanma, Soluksuz ve Oksijensiz Kalma). Horlamanın en ağır formu olan bu hastalıkta şiddetli horlama, nefessiz kalınan bir dönemle kesilir. Bu sırada solunum tam durur. Kişi uyurken, solunumun ara ara durup, tekrar başlaması saatte 5 den fazla veya 10 saniyeden uzun süreli ise, kalp ve beyin başta olmak üzere, vücudun pek çok sistemi olumsuz etkilenir, ölüm riski artar.

  • Horlama ve Uyku Apnesi Nedenleri

Uyku sırasında, üst solunum yolunu oluşturan burun, yumuşak damak, küçük dil ve dil kökü gibi yapılar, birleştikleri bölgede (yutak), birlikte ya da ayrı ayrı hava yolunu daraltabilir veya kapatabilir. Uyku boyunca, yutak bölgesinde meydana gelen hava yolu daralması, hava akımı hızını arttırır. Dar bir pasajdan hızla geçen hava, üst solunum yolunun desteksiz dokularını (yumuşak damak, küçük dil gibi) titreterek gürültülü sesler (horlama) ortaya çıkarır. Hava yolunun daralması ve tıkanmasının uyku apnesi ve horlamada temel neden olduğu söylenebilir. Uyku apnesi ve horlamada anatomik faktörler çok önemlidir.

1- Anatomik yumuşak dokuların gevşemesi, sarkması Çoğu olguda bu daralma ve/veya tıkanma dil kökü kısmında meydana gelmektedir; dil yutağa doğru kaydığı zaman tıkanma veya daralma meydana gelir. Gevşek kaslar sırt üstü yatınca dilin boğaz arkasına doğru kaymasına engel olamaz. Bu olay alkol ya da ilaç alarak gevşemiş birinin uykusunda kas kontrolünün kaybolması ile de ortaya çıkabilir. Bazı insanlarda uykunun derin fazında gevşemeye bağlı olarak da horlama görülebilir.

2- Boğazdaki dokuların aşırı büyük olması Büyük bademcik ve geniz eti çocuklarda en sık rastlanan horlama nedenidir. Şişman insanlarda kalın boyun dokusu sebep olarak gösterilebilir. Kist ve tümörler de nadir olarak horlamaya neden olabilir. Yumuşak damak ve küçük dilin aşırı sarkık ve uzun olması boğaza doğru hava yolunu daraltır ve horlamaya neden olur.

3- Bazı kişilerde boğazın doğuştan dar yapıda olması

4- Diğer faktörler

Burundan, ses tellerine kadar üst hava yolunu daraltan bütün problemler (alerjik nezle, burun kemiğindeki eğrilikler, sinüzit, alt ve üst çenedeki yapısal anormallikler) horlamaya sebep olabilir. Burun tıkanıklığı olan kişi havayı almak için genizde aşırı vakum yaratır. Bu vakum boğazda kollabe olabilen dokuları hava yoluna doğru çeker. Böylelikle burun açık iken horlamayan kişide horlama görülmeye başlar. Bu durum neden bazı insanların sadece alerjik dönemlerde veya grip, sinüzit olduğu zamanlarda horladığını izah etmektedir. Burun deformasyonları bu tip burun tıkanıklığı nedenleri olarak bilinir. Deviasyon burun orta bölmesinin yan taraflara taşması olarak tanımlanır. Burun içi deformasyonları içinde en sık rastlanılanıdır. Bademciklerin normalden büyük olması ve geniz eti bulunması daha çok çocuklarda görülen uyku apnesinin nedenidir; ancak bazen erişkinlerde de sorumlu olabilir. Çocuklarda erişkinlerden farklı olarak uyku hali ve enerji eksikliği yerine, dikkat eksikliği ve hiperaktivite görülür. Bu nedenle ADHD (Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu) tanısı alan ve ilaç tedavisi planlanan tüm çocuklar uyku bozuklukları açısından değerlendirilmelidir. ADHD tanısı alan çocukların % 25’inde altta yatan esas sorun uykuda solunum bozuklukları, periyodik kol bacak hareketleri ve huzursuz bacak sendromudur.

Normal erişkin insanların en az %45’i zaman zaman horlamaktadır. %25’i sürekli olarak horlamaktadır. 35 yaşını aşmış erkeklerin % 35’i aralıklı ya da yatış pozisyonuna bağlı olarak horlamaktadır. Aşırı kiloya, kısa-kalın-geniş bir boyun ve kuvvetli çiğneme kas yapısına sahip, orta yaş üzeri, sigara ve alkol kullanan bireylerde görülme olasılığı oldukça fazladır. Boyun çevresinin, yani gömlek yakası numarasının erkeklerde 43 cm’den, kadınlarda 40 cm’den fazla olması uyku apnesi için risk yaratır. Horlama ve uyku apnesi, erkeklerde kadınlardan yaklaşık iki kat daha yaygındır. Bunun sebebi erkeklerde yağ birikiminin vücudun üst kısmında, özellikle de boyun bölgesinde, kadınlarda ise çoğunlukla vücudun alt kısmında olmasıdır. Bununla birlikte, normal kilolu bireylerde de uyku apnesi ve horlama gelişebildiği bilinmektedir. Alkol, sakinleştirici ve uyku ilaçlarının kullanımı boğaz kaslarının uyku sırasında gevşemesine ve sarkmasına neden olabilir. Kadınlarda menopoz sonrası dönemde görülme sıklığı artmaktadır. Ağırlıklı olarak 40 yaş üstünde görülmekle birlikte bebeklikten itibaren her yaşta rastlanabilen bir sorun olduğu akıllardan çıkarılmamalıdır.

-Şiddetli horlama -Kalp şikayetleri ve yüksek tansiyon -Sabah baş ağrısı -Psikolojik sorunlar, depresyon -Yorgun uyanma -Uykusuzluk, gün içinde sürekli yorgun olma -Uykuda aşırı terleme -Ağız kuruluğu ve boğaz ağrısı ile uyanma -Aşırı ve hızlı kilo alma -Solunum güçlüğü ile uyanma -Cinsel isteksizlik -Gündüz uyuklama, performans düşüklüğü -Konsantrasyon güçlüğü -Düzensiz ve konforsuz uyku -Sık idrara çıkma, vücudun su kaybetmesi -Uyku sırasında solunum duraklamasının başkaları tarafından gözlenmesi

Uluslararası Uyku Vakfının 2002 anket sonuçlarına göre, uyku apnesi hastalarının en yaygın şikayeti, gün içerisinde aşırı uykulu olma hali, ağır horlama ve sık sık uyanma ile karakterize bölünmüş uykudur. Böyle bir uykunun sabahında, hastalar genellikle baş ağrıları, gece boyunca süren diş sıkma ve diş gıcırdatma nedeniyle çene kaslarında ve çene ekleminde ağrı ve mide bulantılarından şikayet ederler. Diğer şikayetler ise, entellektüel bozulma, dikkat dağınıklığı, beynin daha az çalışması, sinirli davranışlar, çevrelerindeki insanlarla tartışmaya, oburluk yapmaya yatkınlık, depresyon ve şiddetli sıkıntı, karamsarlıktır. Meslek kazaları, çalışma performansının olumsuz etkilenmesi ve verimliliğin azalması, kaydedilmiş diğer yakınmalardır. Uyku sırasında huzursuzluk ve istemsiz bacak hareketleri de söz konusudur. Kişi uyku sırasında tüm bunlar olup biterken uykusunun çok kısa bir döneminde derin uyku fazına geçebilir. Gerçek dinlenme ise sadece derin uyku fazında mümkün olduğundan, dinlenmeden geçen gecenin gündüzü uykulu, yorgun ve verimsiz olur. Gündüz her fırsatta uyuklamalar görülür. Bu tip kişiler genellikle öğle aralarında oturur pozisyonda uyuklarlar. Özellikle konsantrasyon güçlüğü olacağından, dikkat gerektiren işler yaparken dalgınlık ve uyuklamalar olabilir. Dolayısıyla araba kullanırken kaza yapma riski çok artmıştır ve sık trafik kazası yapmak hastalığın sık görülen belirtileri arasında yer alır. Bundan da anlaşılacağı gibi horlama ve uyku apnesi hastalığı sadece kişinin kendisini ve uyku arkadaşlarını değil, toplumun diğer kişileri için de gizli riskler içeren bir hastalıktır.

Sağlık Açısından;

  • Beyin Felci -Alzheimer
  • Yüksek Tansiyon -Taşikardi
  • Kan Damarları Hasarı -Kanser Riski
  • Aritmi -Kronik Göğüs ve Solunum Hastalıkları
  • Kalp Yetmezliği -Uykuda Kalp Durması ve Ani Ölüm
  • Erkeklerde İktidarsızlık -Bayanlarda İdrar Kaçırma
  • Depresyon ve Psikolojik Bozukluk
  • Tekrarlayan ve Geçmeyen Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları

Uyku apnesi ve horlamanın önemi, apne sırasında kan oksijen düzeyindeki azalmanın uzun dönemde hipertansiyon, kalp hastalıkları ve akciğer hastalıklarına yol açabilmesi veya daha fazla oranda risk oluşturmasıdır. Nefes alamama süresinde kan oksijen seviyesinin düşmesi, kalp atım sayısını arttırmaktadır. Oksijen seviyesindeki düşüklük devam ettikçe de atımlar daha da hızlanmaktadır. Kan basıncındaki bu artış boynun her iki yanında bulunan kan damarlarının çeperlerinin iç yüzeyinde hasara neden olmaktadır. Hasar olan bölgelere kolesterol, yağ ve kalsiyum yapışması ve kalsifiye plakların birikmesi, beyne kan akışını bloke etmeye başlar. Uzun dönemde uykuda felç gibi ağır hasarlar olabilir. Kandaki oksijen seviyesi düşünce ve kalp kanı daha çok pompalamak zorunda kalır. Sonuç olarak kalbin yükü artmış olduğundan bir süre sonra kalp ritmi bozulurken (aritmi), yıllar içinde yüksek tansiyon ve kalp büyümesi meydana gelebilir. Uyku apnesi ve horlamalı bireyde hava geçişi aksar. Ciğerlere daha az hava girmesi durumu olan oksijensizlik gelişir. Hasta oksijen alamadığından karbondioksit tehlikeli kan değerlerine ulaşır. Başka bir deyişle; kan oksijen değerlerinde düşme, kan karbondioksit seviyesinde artmaya neden olmaktadır. Bu durum, göğüs eforunu arttırır. Böylelikle akciğerin uzun dönem içinde zorlanmasına, kısa dönemde ise çabuk yorulmasına sebep olur. Solunum düzensizlikleri ve üst ya da alt solunum yolu rahatsızlıklarına yol açar. Oksijen alımının azalmasıyla bağışıklık sistem baskılandıkça fırsatçı bakteriler, viral ve parazitik enfeksiyonlara (örneğin hastalarda daha sık ve şiddetli soğuk algınlığı, nezle ve gribal enfeksiyonlar görülmektedir) daha yatkınlık artar. Oksijen yetersizliği yaşamı tehdit eden kanser gibi daha büyük rahatsızlılara da öncülük etmektedir. Çünkü kanser gibi rahatsızlıklar ve diğer bir çok enfeksiyonlar oksijence zengin ortamlarda yaşayamazlar.

Sosyal Açıdan;

  • Beynin Az Çalışması -Uykusuzluk
  • İşe Gelmeme -İşi Kaybetme Riski
  • Konsantrasyon Güçlüğü -Cinsel İsteksizlik
  • İş Verimi ve İş Gücü Kaybı -Üretimde Azalma
  • Kaza Kayıpları (İş Kazası, Trafik Kazası) -Tıbbi Gide
  • Depresyon ve Hayatın Tatsızlaşması
  • Eşler Arası Problemler ve Mutlu Evliliklerin Yıkımı
  • Sosyal ve Psikolojik İlişkilerde Bozulma ve Gerileme

En tehlikelisi de trafikte araç kullanırken yaşanan problemlerdir. Bu kişiler uyumadan uzun süre araç kullanamazlar. Özellikle akşam üstü ve gece araba kullanırken büyük sıkıntı çekerler. Trafik kazalarının nedenlerinin başında direksiyon başında uyuklama gelmektedir. Horlama ve Uyku Apnesi Ciddi Bir Hastalıktır! Acil tedavi gerektiren hayati bir hastalıktır.

Horlama ve Uyku Apnesi Testi

1) Bazı geceler horladığınız söyleniyorsa

2) Yorgun olduğunuz geceler horladığınız söyleniyorsa

…hastalığın başlangıç safhasında olabilirsiniz. Basit önlemlerle hastalıktan kaçınabilirsiniz.

Erişkin horlayan kişiler için Basit Önlemler

  • İyi bir adele tonusu kazanmak için sportif bir yaşam biçimi seçilmeli;
  • Kilo verilmeli
  • Uyku ilaçları, sakinleştirici ve antihistaminik denilen alerji ilaçları uykudan önce alınmamalı
  • Uykudan 4 saat önce alkol almaktan sakınmalı
  • Uykudan 3 saat önce ağır yemekten sakınmalı
  • Aşırı yorgunluktan sakınmalı
  • Uykuda sırt üstü yatmak yerine yana yatmak tercih edilmeli (Eski bir öneri olarak pijama sırtına tenis topu dikmek hala faydalı bir yöntemdir, böylelikle sırt üstü uyumaya engel olunur.)
  • Yatağın baş tarafı daha yukarıda olacak şekilde yatak yaklaşık olarak 10 cm yükseltilmeli (Bu amaçla yatağın bir tarafı altına bir tuğla yerleştirmek amaca uygun olacaktır)
  • Evde horlamayan kişilerin daha önce uykuya geçmeleri için onlara süre tanınmalı

…bu önlemler hafif horlaması olan ve pozisyona bağlı horlaması olan kişiler için geçerlidir.


3) Çevrenizdekiler geceleri yüksek sesli horladığınızı söylüyor ve bazen kendi horlamanızı duyuyorsanız

4) Bazı geceler tıkanarak kendi kendinize uyanıyorsanız

5) Eşiniz, uyurken belirli aralıklarla tıkandığınızı, nefes alamadığınızı ve yatakta çırpındığınızı söylüyorsa

6) Sabahları kalkmakta zorlanıyor ve kendinizi hiç uyumamış gibi hissediyorsanız

7) Sabahları kalktığınızda başınız ağrıyor, ağzınızda acı bir tat oluşuyor ve mideniz bulanıyorsa

8) Gün boyunca uykulu oluyor, sürekli uyuyakalıyorsanız

9) Gün içinde genel bir isteksizlik ve huzursuzluk hissediyorsanız

10) Efor (güç) gerektiren işler yaptığınızda göğsünüzde bir sıkışma ve nefes darlığı hissediyorsanız

…veya yazının başında anlatılan diğer belirtiler ile olumsuz etkileri yaşıyorsanız sizde horlama sendromu ve uyku tıkanıklığı olabilir.

Özellikle gece uykuda burnumuzdan nefes alamıyorsak ve bu nedenle ağız açık uyumak zorunda kalıyorsak horlamamız kaçınılmaz olacaktır. Burnumuzun açık olması ve ağzın kapalı olması sağlıklı bir uyku için altın kuraldır. Kesin Tanı için en önemli basamak ayrıntılı kulak burun boğaz muayenesinin yapılmasıdır. Muayeneden sonra gerek görülürse, hasta Uyku Laboratuvarı’nda bir gece (otel ortamında) konuk edilerek, uyku sırasında tanı için gerekli olan parametreleri ölçülür. Uyku laboratuvarı sonuçlarına göre kişinin horlamasının, yaşamı için bir tehdit oluşturup oluşturmadığı tespit edilir ve bir takım değerlerden yararlanılarak tedavinin planlanması yapılır. Uyku hastalıklarının tedavisindeki genel amaçlar, sosyal sorunları gidermek ve hastalığın ilerlemesini durdurmak, kişiyi ölüm risk sınırının altına çekmek, yaşam beklentisini arttırmak, sağlık tehlikelerini azaltmak, uyku kalitesini arttırmak, gün boyu yorgunluğu azaltmak, sabah saatlerindeki baş ağrılarını azaltmak veya elimine etmek, hipertansiyon ve diğer bağlantılı sağlık problemlerini kontrol altına almak veya daha iyiye götürmek, hafızayı düzeltmek, iktidarsızlık sorunlarını düzeltmek, motorlu araç kazaları riskini azaltmak ve bunlara bağlı olarak da hayat kalitesini, yaşam sevincini yükseltmektir.

Her pozisyonda horlayan kişiler “ağır horlayan” olarak isimlendirilir. Bu kişilerin yukarıdaki basit önlemlerden daha fazla yardıma ihtiyaçları vardır.

1- Hastalığa zemin olabilecek basit faktörlerin bertarafı

Aşırı kilo, alkol ve sakinleştirici ilaçların kullanımı…

2- İlaç tedavisi

Dönemsel alerjiler, sinüzit, boğaz enfeksiyonları…

3- Cerrahi

Hareketli dokuların (yumuşak damak, küçük dil, dil kökü) sabitleştirilmesi – gerdirilmesi ve hava yolunun daha genişletilmesi (uvulopalatofarengeoplasti ameliyatı – UPPP; lazer ile yapılan – LAUP), solunum yolunu tıkayan küçük dil ve yumuşak damağın gerginleştirilmesi (radyofrekans cerrahisi – Somnoplasti), bademcik, geniz eti, deviasyon

4- Ağız dışı apereyler

Genel durumu ameliyata uygun olmayan, başka bir hastalığından dolayı ameliyat olamayan, cerrahiden fayda göremeyecek kadar ileri hastalarda veya cerrahi müdahaleye ek olarak tercih edilebilirler. Amerika’da FDA’nın onay verdiği 300 e yakın patentli horlama tedavisinde kullanılan cihaz ve ilaç mecut olup bunların bir kısmı gerçekten etkilidir. Ancak çoğu zaman bu yöntemler horlamayı engellemekle birlikte kişiye rahat bir uyku sağlayamamaktadırlar. Aşırı horlaması olan hastalarda gürültü ile çalışıp kişiyi uyandıran ve böylece horlama sesinden uyku arkadaşlarını kurtaran cihazlar bile üretilmiş ancak bunların hepsi horlama hastasını daha da uykusuz bırakmaktan öteye geçmemiştir.

a) CPAP ve BiPAP Cerrahinin çok riskli veya hasta tarafından istenilmediği durumlarda, uyku sırasında ağız veya burun üzerine yerleştirilen, boğaza basınçlı hava veren maskedir. Gece boyunca maske takarak uyumak hasta açısından sosyal ve fiziksel rahatsızlığa yol açmaktadır.

b) Horlama klipsi Uyku apnesi veya herhangi bir hastalığın teşhisi veya tedavisi için kullanılmasını amaçlamaz. Kullanıldığı müddetçe etkilidir. Yatmadan 10-15 dakika önce buruna takılır ve uyku süresince burunda takılı kalır. Horlama sıklığını ve ses düzeyini azaltan, bazı kişilerde tamamen ortadan kalkmasını sağlayan bir aparattır.

5- Horlama Protezi Hareketli dokuların (yumuşak damak, küçük dil, dil kökü) hava yolunu kısmen ya da tamamen kapayarak neden olduğu Horlama ve Uyku Apnesi hastalığının her safhasında etkili sonuç alınabilen, cerrahiye alternatif tek uygulamadır.

Sonuç olarak horlama bir hastalıktır ve bu hastalık sadece çevreyi rahatsız edici olan sosyal boyutu dışında kişinin kendi sağlığı açısından da ciddi riskler taşımaktadır.

Horlayan kişiler bu durumdan utanmamalı ve tedavi yolunda adım atmalıdır. Nefes durmaları başlayıp da ciddi sağlık problemlerinin ilk bulguları ortaya çıkmış olan kişiler hastalık daha da ilerlemeden hemen bir Kulak Burun Boğaz muayenesinden geçmelidirler.

Unutmayın!

  • Horlama ve Uyku Apnesi Ciddi Bir Sorundur.
  • Horlama ve Uyku Apnesi nefes almanın tehlikeli biçimde kesilmesidir.
  • Horlama ve Uyku Apnesi komik değildir, umutsuz hiç değildir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu