Lisans hayatım boyunca şizofreniye dair ayrı bir ilgim oldu. Bu ilgim doğrultusunda klinik stajlarımı genellikle şizofreni hastalarının olduğu psikiyatri merkezlerinde yapmaya çalıştım. Klinik stajımın her günü o kadar farklı yaşantılarla karşılaştım ki gün geçtikçe yaşadığımız gerçekliği başka bir şekilde algılayan bu insanlara dair daha büyük bir merak duydum: Nasıl olur da bir hasta kendini peygamber zannederken bir diğeri dünyayı kötü güçlere karşı koruyan bir savaşçı zannederdi?
Stajlarımdan sonra bir cafeye gider, kapanana kadar da şizofreni üzerine yazılmış kitap ve makaleleri okurdum. Hepsinin kendi kafasında özgün bir hikâyesi vardı; ancak neden birbirinden bu denli farklıydı? Stajımın sonuna yaklaşıyordum ve kendini savaşçı zanneden hastamız her gün bana felsefi konulardan bahsediyordu. Neden kendini savaşçı olarak gördüğünü sorguluyordum ve bir gün bana dönüp dedi ki: “Başka türlü annemi nasıl koruyabilirim ki?” Meğersem kötü güçlerden kastettiği hastane öncesindeki hayatında onu ve annesini bu hastalık yüzünden dışlayan ve onlara kötü davranan insanlardı.
Şizofreni hastalığı, genetik olarak bu hastalığa yatkın bireylerin yüksek stres içeren çevresel etkenler ile karşılaştıklarında ortaya çıkar. Hastaneden çıkıp evlerine dönebilen insanlar; hem aile üyelerinden hem de çevrelerinden olumsuz tepki aldıklarında, şiddete ve dışlanmaya maruz kaldıklarında ne yazık ki hastalıkları yeniden nüksediyor. Belki de “kötü güçler”i önlemek için hepimiz önyargılara karşı bir savaşçı olmalıyızdır.
Nedir?
Şizofreni, bireyin gerçekle hayal arasındaki farkı ayırt edemediği; düşüncelerinde, duygularında ve davranışlarında bozulmalara yol açan psikiyatrik bir hastalıktır. Kültür fark etmeksizin tüm toplumlarda görülür ve yaklaşık olarak görülme sıklığı 0.7’dir
Belirtileri nelerdir?
Pozitif Semptomlar:
Halüsinasyon: Kişinin gerçekte var olmayan şeyleri duyup gördüğünü sanmasıdır. Örneğin, var olmayan seslerin onlara komutlar vermesi, tehdit etmesi veya rahatlatıcı sözler söylemesi yaygındır.
Hezeyan: Kişinin somut bir kanıt olmadan körü körüne inandığı yanlış inançlardır. Örneğin, kendisinin özel yeteneklere sahip olduğu, devletin gizlice onu izlediği gibi inançlar olabilir.
Negatif Semptomlar:
Zayıf sosyal ilişkiler: Diğerleriyle iletişime geçmekte veya arkadaşlık kurmakta zorluk çekerler.
Duygu ifadesinde donukluk: Yüz ifadeleri ile hissettikleri duyguları dışa vurmak yerine genelde tepkisiz kalırlar.
Bilişsel Semptomlar:
Düşünce yoksulluğu: Düşünce içeriği zengin değildir, genel olarak kısa yanıtlar verilir.
Hafıza sorunları: Öğrendikten sonra bilgiyi unutma gibi sorunlar yaşarlar.
Neden?
Şizofreni hastalığı, genetik olarak bu hastalığa yatkın bireylerin yüksek stres içeren çevresel etkenlere karşılaştıklarında ortaya çıkar. Genetik etkenlerin yanı sıra olumsuz çevresel ve psikolojik faktörlerin hastalığın gelişmesinde rol oynar.
Aile üyelerinde şizofreni hastalığının görülmesi, halüsinasyona yol açan aşırı dopamin salgılanması ve beyindeki birtakım bölümlerde bozukluk genetik risk faktörlerini oluşturur. Çocukluk döneminde yaşanan travmalar (sevilen birinin kaybı, aile içi şiddet, ağır boşanma süreci), fiziksel/cinsel istismar, uyuşturucu kullanımı ise çevresel risklerdir.
Tedavi
İlaç ile özellikle pozitif semptomların azaltılması hedeflenir. Aile terapisi ile şizofreni hakkında ile üyelerini bilgilendirme ve aile içi iletişimi güçlendirmek amaçlanır. Bireysel terapi de sosyal becerilerin geliştirilmesi, diğer insanlarla olan ilişkilerin iyileştirilmesi ve stresle baş etme becerilerinin artırılması hedeflenir.
A Beautiful Mind: John Nash ve Şizofreni
20. Yüzyılın en önemli matematikçilerinden biri olan John Nash’in bir taraftan şizofreni hastalığı ile savaşırken diğer bir taraftan da Nobel Ödülü’nü kazanmasına kadar giden mücadelelerle dolu hayatı.
Filmi izlerken adım adım hastalığın gelişim sürecini, belirtilerini, hayatı etkilediği noktaları ve de o döneme özgü tedavi yöntemlerini görüyoruz. Şizofreni hastalığının ortaya çıkmasında hem genetik hem de yüksek stres içeren veya travmatik çevresel etkenler rol oynar. John Nash, Princeton Üniversitesi’ne girdiğinde rekabetçi ve çok stresli bir ortamda sürekli başarılı olmaya çalışıyor. Bu stresin hastalığın gelişiminde önemli bir etkisi var. Şizofreni, genelde 20’li yaşların başlarında çıkmasına rağmen bu vakada 30’lu yaşlarda ilk belirtiler görülüyor.
Pozitif belirtilere baktığımızda farklı tür hezeyanlar görüyoruz: Grandiyöz yetenek hezeyanı, kişinin kendisini diğer insanlardan üstün tutması ve özel yetenekleri olduğuna inanmasıdır. John, diğer öğrencileri aşağılayarak kendi çalışmalarının orijinalliğini sürekli övüyor. Paranoyalar ise kendisinin sürekli takip edildiği ve tehlikede olduğunu düşünmesi ile kendisini gösteriyor. Aynı zamanda Sovyet ajanlarının onun peşinde olduğuna ve çok gizli bir misyonda çalıştığına inanması bu paranoyaları güçlendiriyor. İlaçların onun yaratıcılığını azaltacağına inandığı içinse ilaçları almayı bırakıyor. Filmde aynı zamanda görsel ve işitsel halüsinasyonları da görüyoruz: Charles isimli bir oda arkadaşının olduğuna inanan John, hem Charles’ı görüyor hem de duyuyor.
Negatif belirtiler ise sosyalleşme ve diğer insanlarla yaşadığı iletişim zorlukları, duygularını yüzüne pek yansıtmama ve günlük aktivitelerden uzaklaşarak kendi dünyasına çekilmesi olarak özetlenebilir.
Film her ne kadar seyirciye şizofreninin nasıl bir hastalık olduğunu gösterse de birtakım noktalarda da kalıplaşmış yargıları güçlendiren sahneleri var. Eski zamanlarda psikiyatri hastanelerinde hümanist olmayan tedaviler uygulansa da günümüzde antipsikotik ilaçlar psikoterapilerle destekleniyor. Genellikle işitsel halüsinasyonlar görsellerden çok daha yaygındır; film, şizofreniyi seyirciye daha fazla anlatmak için görsel olanları da ekliyor (gerçek John Nash’in görsel halüsinasyon belirtisi yok). Ancak, koruyucu faktör olan destekleyici çevreyi John’un eş ve arkadaşları ile göstermesi gerçekten hastalığın süreci açısından çok değerli. Bence hastalığa dair genel bir çerçeve çizen bu film kesinlikle izlenmeli.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.