Ergenlik Dönemi: çocukluk döneminin bitmesi ve yetişkinliğe geçişte ara bir dönemi ifade eder. Tam olarak bir dönem olarak kabul görse de, kimi otoritelere göre aslında bir geçiş aşamasıdır. Yani bu geçiş tam olarak oturmuş bir ruhsal yapıdan ziyade; oturmamış, gel-gitlerin yaşandığı, kimlik oluşumunda kararsızlıkları ya da duygusal olarak kırılganlığın yaşandığı önemli bir aşamayı ifade eder. 12-13 yaşlarından itibaren ruhsal olarak ergenlik döneminin başlangıç evresi yaşanırken, 14-15 yaşlarından itibaren orta, 16 ile 18 yaşlar arasında ise geç ergenlik dönemleri yaşanır. Ruhsal olarak bu dönemdeki gençler kimlik karmaşası olarak adlandırdığımız doğal kabul edilebilecek bir süreci içsel olarak yaşarlar. Aile kavramının, toplum kavramının, değer kavramlarının, din, inanç, sevgi vs. Gibi kavramların hem mantıksal varlıkları, hem duygusal bağları yeniden sorguya çekilir. Ancak bu sorgu sürecinde ergenin önüne çıkabilecek olası engeller olabilir. Ayrıca ergen gencin bu engellerle baş etmek zorunda kalması da söz konusu olur. Ancak baş etmek ergenler için kimi zaman çok güçlü bir beceriyken kimi zaman yetersiz bir beceriyi ifade eder. Ergen gençlerin çoğu, kendilerini her konuda omnipotans yani tüm güçlü hissederler. Hayatta her şeye ve her kavrama ya da her sabite karşı kendilerini yeterince güçlü görür ve her şeyin üstesinden gelebileceklerini düşünürler.
Bir yandan da böylesine zor bir geçiş dönemindeyken kırılganlığın ve uçlarda yaşanan duyguların sonuçları, olası bir ruhsal bozukluğun da yoğun yaşanabilmesi anlamına gelir. Ergenlik duygudurum veya afektif bozuklukların yoğunlukla görülebildiği bir dönemdir. Depresyon ve kaygı bozukluklarının da sıklıkla yaşanabildiği bir dönem olabilir ancak bazen de eşik altı düzeyde bunlar yaşanabilirler. Hatta bazen deneyimli olmayan bazı klinisyenler ergen gençlerde olasılıkla doğal kabul edilebilecek bir durumu depresyon veya kaygı bozukluğu gibi yorumlayabilir. Çünkü ergen bir genç zaten bilinen “normal” e uymayan bir geçiş dönemindedir.
Onun duyguları bazen anlaşılmaz bazen de önemsenmez. Onun fikirleri bazen anlaşılmaz bazen de önemsenmez. Çoğu kez ona ait şeyler değer görmez. Hatta daha çocukken yapıp ettiği şeyler, icatlar o zamanlar değer görmüştür. Çünkü yetişkinler küçük yaş çocuğunun becerilerini çoğu kez önemserken ergen bir gencin becerilerini onun yaşına göre yetersiz görebilir. Gerekli ve uygun tepkiyi vermeyebilirler. Ya da olumsuz tepkiler gösterebilirler.
Hayatını, çeşitliliğiyle birlikte yaşamayı, bazı yaşamsal ve eğlendirici hayat ögelerine yoğun ilgi duyabilirler. Ergen bir gencin ebeveyni için de empatik bir bakış geliştirmek gerekir. Çünkü ergen bir genç çocuğa sahip bir ebeveyn için onun hakkında öngörmediği belirsizlikler bulunur. Bu, ebeveyni kaygılandırır ve muhtemel reaksiyonu; onu engellemek şeklinde olabilir. Ancak buradaki sorun; engelleyip engellememekten ziyade ergenin söylemleri ve istekleri karşısında ebeveyninin tutumu olmaktadır. Yeterince empatik davranabiliyor mu? Yeterince ben dilini kullanabiliyor mu? Yeterince dinleyebiliyor mu?..
Artık aslında karşınızda tam bir yetişkin varmış gibi davranmalı, ancak söylemler ve fikirler konusunda. Peki eylemler? Ergen bir gencin eylemlerine dikkat etmeli ve harekete geçme sırasında elbette hatalar yapabileceğini unutmamalıyız. Belki de bazı hatalar yapmasında bir sakınca bile yoktur. Ebeveynin hissettiği belirsizlik, aslında ebeveynin baş etmek zorunda olduğu kendisiyle alakalı bir durum olduğunda kendisi için destek almak önemli olacaktır.
Kimlik gelişim sürecinin sağlıklı ilerleyebilmesi için onun keskin duygularına ve keskin fikirlerine değer vermek ancak ciddiyetinin düşük olduğunu kabullenmek gerekebilir. Çünkü eylemsel olarak ergen bir gencin eylemsel ataklara geçebildiği bilinse bile bu, çoğu kez ebeveynin ona saygı duymamasından ya da ona inanmamasından kaynaklanmaktadır. Dürtüsel hareketler deriz ya, halk arasında “ergen vari hareket” denilebiliyor mesela.
Ergenlik evet doğrudur; çok korkutur ebeveyni. Ancak sürecin yönetiminde klasik ebeveynlik değil de ona göre şekillenmiş ebeveynliğe geçiş yapabildiğimizde; işte o zaman başarılı olabiliriz. Hem onun için hem sizler için süreç sağlıklı ilerleyebilir.
Ve ergenlik sürecinde bulunan genç çocuğunuz eğer, davranış değişiklikleri sergiliyor, fikirlerini size açmıyor ya da özellikle de duygularını göstermiyor ve paylaşmıyorsa; işte tam burada durun. Artık destek almalı değil mi?
Destek almasının gerekli olduğunu düşünün ve bunu önce ona sorun. Reddederse eğer, belki de bizimle ilgili sorunlar vardır. Bi gidelim bakalım aramızda yaşanan sorunların kaynağı belki de biz ebeveynlerindir, diyerekten “sorun sensin de o yüzden destek almaya gidiyoruz” mesajı vermemiş olursunuz. Ya da onun yerine “aramızda ilişkisel sorunlar var biliyorsun ve bunu çözmek için destek almaya gidelim, belki de sorunun kaynağı biz ebeveynlerdir” şeklinde bir yaklaşımla destek almaya getirmek daha kolay olabilir.
Her çocuğun sağlıklı bir ergenlik dönemi geçirmesi ümidiyle,
Hoşça kalın..
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.